15 Nisan 2012

1930’lu yıllarda, ilk olarak batı dünyasındaki devletler, bazı mesajlarını halka iletmek veya halktan gelen fikir ve düşünceleri değerlendirmek amacıyla özel birimler oluşturmuşlardır. Bu birimlere “Halkla İlişkiler” (PR: Public Relations) ismi verilmiştir. 

Bu birimler daha sonra özel şirketlerin dikkatini çekmiştir. Günümüzde tüm büyük şirketlerin “Halkla İlişkiler” işini yapan departmanları veya bu işi yapmaları için iş birliği yaptıkları şirketler bulunmaktadır. Halkla ilişkiler, yaygın bilindiği şekilde sadece “Basın Toplantısı” yapmak veya “Basında şirket veya ürün ile ilgili haber yazıları çıkartmak” işi değildir. Halkla ilişkiler şirket veya ürün hakkında toplumda, şirketin arzu ettiği imajı yaratmak ve uzun süre korumaktır. 

Bu “Uzun soluklu” işi yapmak için, şirket yöneticileri ve özellikle pazarlamacılar bir araya gelirler, şirket veya markanın toplumda, arzu edilen imajı sağlamak için bir strateji belirlerler. Bunu gerçekleştirmek için çeşitli aktiviteler düzenlenebilir veya bazı etkinliklere destek verilebilir. Örneğin; sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yapmak, toplumun duyarlı olduğu proje veya çalışmalara sponsor olmak, okul ve öğrenci yurtları yaptırmak, öğrenci okutmak, burs vermek, çeşitli konser, festivallere, spor karşılaşmalarına katkıda bulunmak gibi, değişik etkinliklerde aktif rol oynayarak, toplum üzerinde olumlu imaj yaratılması sağlanabilir. 

Bu çalışmaları kısa bir dönemde gerçekleştirmek mümkün değildir; istenilen sonuçlara ulaşmak için, uzun yıllar devam eden bir program halinde çalışmak ve takip etmek gerekmektedir. Kısa bir zaman diliminde yapılan bu çalışmalar, toplum tarafından unutulup gidecektir, bu nedenle süreklilik şarttır. 

Burada yapılması gereken, yukarıda sözü geçen aktivitelere reklâm vermek değildir; önemli olan, maddi destek veya bir takım imkânlar sağlamaktır. Halkla ilişkiler, ürün veya şirketin toplumdaki veya pazardaki yüzüdür. 

Bazı kriz dönemlerinde veya şirketle ilgili olumsuz haberler basında yer aldığında, bu olumsuz imajı ortadan kaldırmak veya minimize etmek için özel kampanyalar uygulanır. Toplumda saygın ismi olan veya çok sevilen bir takım insanlardan istifade edilir. Onlarla birlikte basın toplantısı yapılır, TV’lerde açık oturumlar düzenlenir veya özel tanıtım filmleri çekilerek çeşitli mecralarda gösterilir. Söz konusu şöhretin tüketici üzerindeki güven duygusu devreye girer ve bir bakıma krizin veya olumsuz propagandanın kısa zamanda aşılması sağlanır. Örneğin; 2006 yılında ülkemizde Kuş Gribi (Avian Influenza) salgını ortaya çıktığında, tavuk eti satışları dibe vurmuştu ve tavuk üreticileri iflas etme noktasına geldiler. Bunun üzerine, tavuk eti üreticileri birleşerek, Uğur Dündar ile bir haber-tanıtım filmini TV’lerde göstererek, tavuk üretiminin son derece modern tesislerde ve hijyenik ortamlarda yapıldığını duyurdular. Uğur Dündar’ın kamuoyunda bilinen dürüst kişiliği sayesinde, kısa zamanda tavuk eti satışlarının yükseldiği tespit edilmiştir. 

————————-

Saygı ve Sevgilerimle, 

————————–

Hakan Okay