KENDİNİZİ VE RAKİBİNİZİ TANIMAK İÇİN: GO
Go, Uzak Doğu kökenli bir strateji oyunu. Pek çoğumuzun ya hiç duymadığı ya da yeni haberdar olduğu bu oyun tam 4.000 yıllık bir geçmişe sahip. Rivayete göre Çin İmparatoru Yao oğlunun zekasını geliştirmek için bu oyunu icat ettirmiş.
Go, siyah ve beyaz taşlara sahip iki oyuncunun en geniş alanı kontrol etmek üzere mücadele ettiği klasik bir oyun. Bu noktada Batı’nın satrancıyla kıyaslanabilir. Ancak Go’yu sadece bir oyun olarak görmek yanıltıcı olur. Go, Uzak Doğu tarihinin ve kültürünün ayrılmaz bir parçası, Uzak Doğu felsefesinin doğal bir uzantısı aynı zamanda. Eski Çin’de resim, müzik ve kaligrafi ile birlikte asil bir bireyden beklenen 4 temel beceriden biri olmuş. Japonya’da adına bakanlık (Godokoro) kurulacak kadar prestijli bir yere gelmiş. Öyle ki Japonya’da Edo Hanedanlığı döneminde ülkenin en iyi iki oyuncusu imparatorun huzurunda unvan maçına çıkarlarmış. Bazen aylar süren bu mücadeleler tarihe “Saray Oyunları” olarak geçmiş.
Uzak Doğu tarihinde Go’yla ilgili buna benzer pekçok hikayeye rastlıyoruz. Bugün de oyun halen çok önemli bir yere sahip. Japonya ve Güney Kore’de oyun üzerine 24 saat yayın yapan TV kanalları var. Hayatlarını Go oynayarak kazanan profesyonel oyuncular Samsung, LG ve Fujitsu gibi sponsorların desteklediği turnuvalarda milyon dolarlara varan ödüller kazanabiliyorlar ve ülkelerinde ulusal kahraman statüsüne erişiyorlar.
Peki Go’yu 4.000 yıldır bu kadar çekici kılan ne? Bunun cevabını yazıya dökmek zor olacaktır, pek çok Uzak Doğu geleneğinde olduğu gibi bu sorunun cevabı asıl olarak deneyimde gizli. Buna rağmen şunu ifade etmeye çalışabiliriz: Go hem kolay hem de zor bir oyundur, hem basittir hem de karmaşık. Kural olarak baktığımızda Go çok az sayıda kurala sahiptir. Ancak 361 kesişim noktasından oluşan oyun tahtası neredeyse sınırsız bir yaratıcılık alanı sunar. Tahtada düşünülemeyecek kadar çok olasılık vardır. Bu sebeple oyun sıkı bir zeka oyunu olmasına rağmen sadece zekayla oynanabilir olmaktan çıkar. Bu devasa ihtimallerle baş edebilmek için beynin sağ yarım küresini de harekete geçirmek, sezgileri kullanmak, bütüncül stratejiler geliştirmek, usta oyuncuların öğüt ve taktiklerinden faydalanmak ve hatta tahtaya estetik bir gözle bakabilmek gerekir.————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————–
Go gibi zekanın, oyunun, geleneğin ve kültürün kesişim noktasında yer alan bir değerin Türkiye’ye bu kadar geç geliyor olması büyük bir kayıp olarak görülebilir. Ancak bu kolay bir süreç değil, oyunun içselleşmesi ve kök salması zaman alıyor. Üstelik sosyal bir altyapı gerektiriyor. Ne kadar çok kişiyle Go oynarsanız o kadar çok insan tanıyor ve kendinizi geliştirebiliyorsunuz. Go oynamak hem kendinizi hem de rakibini tanımak için size imkanlar sunuyor.
————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————
Bunu anlatan en güzel söz yine bir usta oyuncuya ait: “Usta bir oyuncu kayıtlı bir oyunu incelediğinde; öğrencisinin hangi noktada açgözlülük yaptığını, ne zaman yorulduğunu ve ne zaman aptallığa düştüğünü kolaylıkla söyleyebilir…”
——————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————–
———————————
Mehmet Emin Barsbey kimdir?
İstanbul Go Okulu kurucusu ve Türkiye Go Oyuncuları Derneği İstanbul il temsilcisidir. Galatasaray Üniversitesi Endüstri Mühendisliği mezunu olan Barsbey, 2. ve 3. Güney Kore Başbakanlık Kupası’nda Türkiye’yi temsil etmiş, 57. ve 58. Avrupa Go Kongreleri ile 21. ABD Go Kongresi’ne katılmıştır. Bir dönem Go Dergisi editörlüğünü ve Açık Radyo’da zeka ve şans oyunları üstüne Oyun İçinde Oyun programının yapımcılığını ve sunuculuğunu sürdürmüştür.
Go ile ilgili çeşitli tanıtım ve turnuva organizasyonlarında yer alırken, Türkiye’nin tek Avrupa Go Federasyonu sertifikalı Go hakemi olarak 5 yıldır Uluslararası İstanbul Go Turnuvası‘nda başhakem olarak görev almaktadır. Türkiye Üstün Yetenekli Çocuklar Vakfı’nda başlayan ve halen üstün zekalı çocuklarla devam ettiği atölyelerinin yanı sıra Açı Okulları’nda ve Hisar Okulları’nda ders vermektedir. Yetişkin atölyeleri ise İstanbul Go Okulu bünyesinde Kadıköy Coffee O’Clock’ta ve Beyoğlu Tuva Sanat’ta devam etmektedir.
Mehmet Emin Barsbey’in Go ve oyun üzerine yazdığı yazılar Habertürk editoryal sayfalarında ve Go Dergisi’nde yayınlanmıştır. Halen Akıl Oyunları Dergisi’nde “Go Okulu” köşesini ve Türkiye Zeka Vakfı’nı Oyun dergisinde “Siyah ve Beyaz” köşesini sürdürmektedir.