Sayın ÖGET sohbetimize hoş geldiniz. Bize biraz kendinizi tanıtabilir misiniz? Hangi okullardan mezun oldunuz? Hangi eğitimleri aldınız?

– 1972 yılında FMV Nişantaşı Özel Işık Lisesinden, 1978 yılında Toulouse-Fransa Siyasal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Bölümünden mezun olup, 1979 yılında da aynı Fakültenin Uluslararası Hukuk bölümünde Denizler Hukuku ve Kamu Yönetimi ihtisası yaptım. Aynı yıl Birleşmiş Milletlerden uluslararası memur olma yolunda davet almama karşılık ülkeme geri döndüm.   

İş hayatınıza nasıl başladınız? İlk işinizden, görevlerinizden biraz söz edebilir misiniz?  

– Mezun olduğum yıllardaki ağır siyasi ortam sebebiyle ailemin baskısıyla özel sektörü seçerek, çok şey borçlu olduğum Tekfen camiasına 3 seneliğine katıldım. Tüm kurumsal terbiyeyi bana öğreten bu değerli camiadan o günlerde öğrendiğim pek çok ticari kuralı hala uygulamaktayım. 

 O zamanki kazanımlarınızın, bugünkü iş yaşantınıza nasıl bir katkısı oldu?  

– Hangi branştan mezun olursanız olun, eğer serbest iş hayatına atılacaksanız mutlaka bir şekilde kurumsal yönetim hakkında tecrübe sahibi olmalısınız. Ben bu aşamayı Tekfen sayesinde geçtim. 

Bugünlere gelene kadar, ne gibi aşamalar yaşadınız? Bu dönemlerde ne gibi zorluklar yaşadınız ve bunlar nasıl aştınız? 

– Tekfen’den sonra ailemizin bir kesiminin işi olan el halıcılığı üzerine uzun yıllar çalıştım. İTKİB (*) bünyesinde 8 sene yönetim kurulu üyeliğinde bulundum ve ihracat sektörünün gelişmesi için çaba sarfettim. O yıllarda kurulan Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin ilk üyeleri arasında yer aldım. Ancak el halısı üretiminin gümrük birliğiyle birlikte düşüşe geçmesi beni yeni arayışlara sevk etti. 

Bugünkü işinizden biraz söz eder misiniz? Faaliyet alanlarınız nelerdir? 

– Bugünkü işimin temellerini tesadüf eseri 1995 yılında attım. Halı ihracatçılığı yaparken tanıştığım ve Türkiye de temsilci arayan İspanyolların vesile olmasıyla bugün halen faaliyette olan Movipar A.Ş’yi kurdum. Bu şirket ofis dizaynı ve uygulamaları üzerine uzmanlaşarak sektördeki yerini aldı. Pek çok tanınmış, çokuluslu firmaya hizmet götürdük. Halen azaltarak da olsa faaliyetlerimizi devam ettirmekteyiz. İşte bu Movipar A.Ş., 2010 yılında, şirket ortağım 30 yıllık dostum Hakan Karaeke’nin  önemli katkılarıyla, çok sevdiğimiz, finans ve bankacılık sektörünün duayenlerinden, Tekfen günlerine dayalı dostluğum olan  Mehmet Nazmi Erten’in de katılmasıyla güçlenerek, iş hayatımızdaki 30 yılı aşkın birikimlerimiz ile sektördeki 16 yıllık tecrübemizi bu kez doğrudan inşaat hayatına taşımak amacıyla Kuzeyyıldızı Gayrimenkul Geliştirme ve İnşaat A.Ş. yi kurduk. 

Tuzla’da çok özel bir projeyi hayata geçirdiğinizi biliyoruz, bize biraz bu projeden ve özelliklerinden söz edebilir misiniz? 

– Kuruluşumuzu takiben gençlik yıllarımın geçtiği, rahmetli babamla yıllarca sahillerinde yüzdüğümüz, balık tuttuğumuz çok sevdiğim ve en önemlisi de yılların bozamadığı Tuzla’da karşımıza çıkan bu projeyi büyük bir keyifle ele aldık. Bu projenin eski evimize çok yakın olması da beni ayrıca etkiledi ve tetikledi. Şirketimizin kuruluş prensibi olan “Proje geliştireceğimiz bölgeye mutlaka alışagelmiş olan çizginin üzerinde katkı sağlamak” ana fikrini kolaylıkla uygulayacağımıza kanaat getirerek çalışmaya başladığımız Tuzla projemizin inşaatı artık son aşamasına gelmiş bulunuyor. 1500 m2 alana oturan 370 m2 de yer alan bu 3 kat+1 bodrum kattan oluşan 9 dairede yaşayacak komşulara eşzamanlı olarak, hem bir site, hem bir apartman dairesi yaşam özelliklerini sanki bir villa da yaşanıyormuşcasına sunmaya çalıştık.  Bu konutlarda yer alacakların ihtiyaçları olabilecek, tüm konforu oluşturduğumuza inandığımız bu ilk projemizdeki çalışma prensiplerimiz, bize sadece bu projedeki başarıyı değil, aynı zamanda firmamızın marka olma yolundaki çabalarına da ışık tutarak, yolumuzu aydınlatmıştır.

Tuzla’yı size farklı kılan nedir?  

– Tuzla, Belediyesinin de sloganlarında yer verdiği gibi, İstanbul için bir başlangıç noktası, Anadoluya açılan bir penceredir. ”İstanbul Tuzla’dan başlar”. 

Ne gibi yeni projeleriniz var?  

– “İstanbul Tuzla’dan başlar” demiştik; “Kartal da devam eder” dersek çok yanlış bir değerlendirme yapmış sayılmayız diye düşünüyorum. (Karşılıklı gülüşmeler…) Bizim yeni projemizde Kartal’da başladı. yeni Adalet Sarayına, metro duraklarına yürüme mesafesinde olan bu  projemizi çok kısa bir zaman içerisinde kamunun bilgisine sunacağız. Tıpkı Tuzla’da olduğu gibi bu proje de bölgesine değer katacak özelliklere ve inşaat kalitesine sahip olacak olan, 150 bağımsız bölümden oluşan,  26000 m2 kapalı alana sahip, modern bir iş ve yaşam merkezini içeren karma bir projeden oluşuyor.

 

 

Bize biraz yapmış olduğunuz  “Pazarlama ve tanıtım” faaliyetlerinizden söz edebilir misiniz?  

– Pazarlama ve tanıtım faaliyetlerimize henüz tam anlamıyla başlayamadık. Ancak ciddi ve hızlı bir çalışma süreci içerisindeyiz. Çok yakın bir gelecekte “Kuzeyyıldızı” adını ve bağlantılı markalarını sıkça duyar olacaksınız. Tabiiki olumlu anlamda. 

Şirketinizde çalışanlar konusunda biraz bilgi verebilir misiniz? Personel seçimini nasıl yapıyorsunuz? 

– Şirketimizin çalışanları ve taşeron kadrolarıyla uzun yıllardır birlikteyiz. İstikrar hizmet sektöründe çok önemli bir referans olup, müşteriler nezdinde güven oluşmasını sağlayan bir faktördür. Örnek vermek gerekirse 1998 yılında Coca-Cola şantiyemizde çalışan uygulama ekiplerimiz bugün yine aynı firmanın başka bir projesinde yine bizimle çalışmaktadır. Bu husus böylesine önemli bir kuruluşun gözünde çok önemli olup rakiplerinizden hep önde olmanızı sağlar. Yine örnek vermek gerekirse Proje Müellifimiz Mimar Filiz Usluer 6 senedir bizimle birlikte çalışmaktadır. Üzerinde hassasiyetle durulması gereken bu “Çalışan sadakati” işverenin politikalarıyla doğru orantılı olarak gelişerek zaman içerisinde size bu sefer “Müşteri sadakati” olarak geri dönmektedir. 

Personel seçiminde en çok dikkat ettiğimiz husus işte bu “Sadakat” kavramı olup, söyleşimizin başında dile getirdiğim Tekfen edinimlerimin birinci sırasında yer alan çalışanların sadakatını sağlayacak çalışma ortamını onlara temin etmek bizlerin de birinci düşüncesidir. Ancak bu şartlar altında hem ekip çalışması başarıya ulaşır hem de bireysel yetenekler ortaya çıkabilir. 

Yurtdışına açılmak veya yabancılar için bir proje düşünüyor musunuz? 

– Henüz böyle bir düşünce oluşmadı. 

Gelecek ile ilgili ne gibi planlarınız vardır? 

– Gelecek ile ilgili olarak en ciddi planımız tabiî ki Kuzeyyıldızını saygın bir kuruluş yapmak üzerine yoğunlaşıyor. Bunun için bilhassa bugünlerde bütün imkânlarımızı seferber etmiş bulunuyoruz. “Her şey insan için, her şey insan mutluluğu için” sloganı artık bizlerin ana prensibi. Her ne tip bir proje üretirsek üretelim,  ilk aklımıza gelen bu projeden pay alacak olanların mutlu, konforlu ve emniyetli bir ortam içerisinde yaşamlarını idame ettirmelerini sağlamak. Gelecek ancak itibarlı kazançlar sağlayabilenlerindir. Bu sebeble de başta Kartal olmak üzere tüm projelerimizde uzun yıllar varolmayı, paydaşlarımızla birlikte bu projelere sahip çıkmayı hedefliyoruz. Sattık, bitti, gidiyoruz değil; bugün burada, yarın başka bir projede sürekli olarak birlikte olmayı ümit ettiğimiz müşteri, dost, yatırımcı portföyü ile birlikte uzun yıllara dayalı birliktelik fikri bizim geleceğimizdir. 

Sizi ve çalışmalarınızı yakından tanıma fırsatı bulduk; başarılar diliyoruz.

 

(*) İTKİB: İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri

Söyleşiyi yapan: Hakan Okay, Ekim 2011