28 Mart 2011

Yaşadığımız çağda sürekli gelişen ve kendini aşan teknoloji, tüketicinin hayatını kolaylaştırdığı gibi, gelecekle ilgili beklentilerini arttırmıştır. AVM’ler ve Hipermarketler alışveriş alışkanlıklarını, Fast Food zincirleri ise beslenme tarzını değiştirmiştir. Elektronik donanımlı otomobiller, daha konforlu ulaşımı sağlamıştır. Cep telefonları ve e-mail’ler iletişimde hızı getirmekle kalmamış, herkesi her zaman ulaşılabilir kılmıştır. İnternet ise başlı başına bir devrim gibi gelmiştir. Artık istenilen kurum ve bilgiye çok çabuk ulaşmak mümkündür. Her türlü ürün veya hizmet (Gıda, kitap, çiçek, elektronik cihazlar, 2.el eşya… vs.) kolayca sipariş edilmektedir. İnternetteki sosyal paylaşım siteleri ise, bir taraftan herkesle iletişimde kalmayı sağlarken, diğer taraftan da tüketicinin özel yaşamını tehdit eder hale getirmiştir.

İşte bütün bunlar ve burada sıralayamadığımız tüm gelişmeler karşısında tüketici, bilinçlenmiş, ne istediğini bilen, sorgulayan, parasını harcarken daha dikkatli davranan ve bütün bunlardan daha önemlisi kendisinin şirketler için ne kadar değerli olduğunu fark eder hale gelmiştir.

Tüketici kullanmakta olan ürünlerden de beklentileri artmıştır, daha güzelini, daha gelişmişini, daha iyisini talep etmektedir. Oysa şirketlerin ürün kaliteleri birbirine yaklaşmış, neredeyse her şirketin üretmiş olduğu ürünler tüketiciye aynı şeyleri sunmaktadır. Bu nedenle şirketler, diğer üreticilerden ayrışmak, fark edilmek ve ilgi uyandırmak için, ARGE (Araştırma-Geliştirme) departmanlarına ağırlık vermektedirler; amaç fark yaratan yenilikler bulmaktır.

Ürününü yenileyemeyen veya ürün gamına yeni ürünler katamayan şirketlerin, gelecekte işleri çok zor olacaktır. Bu nedenle geleceğe odaklanan şirketler, yenilikler peşinde koşmakta ve bu yeniliklerle rakip ürünlerden farklılaşmaya çalışmaktadırlar. Fark yaratan yeniliğe pazarlama dilinde “İnovasyon” denmektedir.

Eğer zamanında müzik cihazları üreten şirketler, yenilik yapmamış olsalardı, “İnovasyon”a önem vermeselerdi, yeni müzik cihazları çıkmaz, bugün hâlâ gramafondan müzik dinliyor olurduk. Oysa günümüzde (Mp3 gibi) minicik cihazlardan binlerce müzik parçasını dinlemek mümkündür, hem de her yerde. Her ürünün zamanı geldiğinde, “Hayat Eğrisi”ni tamamlayacağı gibi, her müzik cihazı zamanını tamamlamış ve yerini bir sonra çıkan yeni cihaza bırakmaktadır.

Yeni ürünlerin, rakip ürünlerin önüne geçmesi için, yenilikçi olması ve farklı bir özelliğinin olması şarttır. Üründe yapılan yeniliklerin mutlaka duyurulması veya ambalajlarında belirtilmesi gerekmektedir. Çok küçük bir yenilik veya farklılık bile, tüketicinin dikkatinden kaçmayacaktır. Örneğin; önceden karton ambalajda satılan süt ve meyve sularını açmak için, ambalajın kenarını kaldırıp, yırtmak ya da kesmek gerekiyordu. Sonradan bir üretici firma, üzerine plastik açma yeri yaparak, kutunun kolayca açılmasını sağlamıştır. Bu yenilikle üretici firmanın rakiplerinin önüne geçtiğini tahmin etmek zor değildir. Zamanla tüm süt ve meyve suyu üreticileri bu uygulamayı kendi ürünlerinde de yaptılar; ama ilk yapan, her zaman olduğu gibi, o dönem için en çok satan ürün olmuştur.

Gıdadan tutun, her türlü tüketim maddesinde “İnovasyon” yapmak mümkündür. Zamanında inovasyon yaparak, yeni ve farklı ürünler sunan birçok marka, pazarda varlığını devam ettirmektedir. Örneğin; Son yıllarda marketlerde raf payları sürekli artan “Organik Ürünler”, ütü gerektirmeyen veya leke tutmayan kumaşlardan üretilmiş giysiler gibi. Kendi kendini temizleyen elektrikli fırınlar, kayıt özelliği bulunan veya 3 boyutlu görüntü veren plazma TV’ler, dijital fotoğraf makineleri ve Mp3 özelliği bulunan cep telefonları, GPS’li kol saatleri, otomatik park etme özelliği bulunan veya elektrikle çalışan otomobiller gibi, yüzlerce ürün ilk olarak pazara verildiğinde, farklılıklarından dolayı rakip ürünlerin önüne geçmişlerdir.

İnovasyonun birçok faydası vardır:

  • Ürün ilgi çeker,
  • Ürünün değeri artar,
  • Marka yenilikçi olarak bilinir,
  • Ürün daha yüksek fiyattan satılabilir (Daha fazla ciro ve daha fazla kâr elde edilebilir),
  • Perakende satış noktalarında ürün ön plana çıkartılır,
  • Reklâmını yapmak daha kolaydır,
  • Tüketicilerin ürünü birbirlerine tavsiye etmelerini sağlar (Kulaktan kulağa reklâm),
  • Ürünün marka değeri artar,

Sonuçta ürünün satışı artar.

Gelecek yazımda buluşmak dileği ile…

Saygı ve Sevgilerimle,

Hakan Okay