Sayın EROL, sohbetimize hoş geldiniz. Bize biraz kendinizi tanıtabilir misiniz? Hangi okullardan mezun oldunuz?

– 1978’de İstanbul Alman Lisesi, 1982 yılında İstanbul Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatından mezun oldum.

Üniversiteden mezun olduktan sonra bir süre bir seyahat acentasında çalıştığınızı biliyoruz; sanıyoruz iş hayatı ile ilk tanışmanızdı. Bize biraz ilk iş deneyimlerinizden söz edebilir misiniz?

– 1982’de mezun olur olmaz Enka Holding bünyesindeki Entaş seyahat acentesinde “Ticketing” departmanında işe başladım. Kalabalık ve çok dinamik bir iş ortamında 2 sene 8 ay çalıştım. Çok farklı kesimlerden, farklı yaş ortalamalarında insanlarla tanıştım. Hızlı ve hatasız çalışmayı, disiplini ve düzeni bir arada götürmeyi öğrendim.

Almanca öğretmenliği de yaptınız, ama sanıyoruz gönlünüz takı işindeydi. Takı işine nasıl başladınız?

– 6 sene Işık Lisesinde Almanca öğretmenliği yaptım. Çok severek çalıştığım bir dönem oldu bu. Gençlerden de çok şey öğrendim. Hoşgörüyü, dinlemeyi, anlamayı, ileriye dönük vizyonlarını, hayal kurmanın en önemli şey olduğunu onlardan öğrendim.

Kendi şirketinizi kurmaya ne zaman karar verdiniz? İlk serginize nasıl hazırlandınız?

– Takı ise yarım bıraktığım bale sanatını başka bir sanat dalına ve şekline sokabilme imkanını verdi bana. Yoktan var ettim bu mesleği 1989 senesinde Kapalıçarşı da 2 sene bir “Sadekar” ın yanında ders aldım. Hiç kimsenin o dönem yapmadığı bizim geleneksel “Mücevher zanaatını” takı ve mücevher sanatına ve tasarımına dönüştürdüm. Bu anlamda Türkiye’de ilklerden oldum diyebilirim önce evde atölyemi kurup 2 senede bir galerilerde sergiler açtım. 1996 senesinde ise Teşvikiye’de “Zeynep Erol Takı Tasarım” adı altında kendi galerimi kurdum hala da aynı adreste “Show room” um ve atölyem bulunuyor. Ondan sonra bir müddet kendi bünyemde sergiler açtım ve takı dersleri verdim. Bu süreçte 7 yıl sürdü öğretmenlik süremde öğrendiklerimi, takı kurslarında yaşça büyük insanlarla sürdürdüm. Bu süreç beni çok olgunlaştırdı. Sabrı yumuşaklığı, insan ilişkilerindeki önemini gördüm.müşteriler, takı öğrencileri, lise öğrencileri…. hepsi hayata olan bakışıma büyük katkılar getirdiler.

Atölyenizde dersler verdiniz? Bu süreç size neler kazandırdı?

– Galerimi açmamla hobim işe dönüştü. Yaratmak çok farklı bir heyecanı da beraberinde getiriyor. Doğum yapmak gibi bir şey, kendi yaşam sürecimi, etkilendiğim her olayı ve içsel yolculuklarımı takıya döküyorum, her sergimde farklı bir tema işliyorum ve her seferinde ilk defa sergi açıyormuşçasına heyecan duyuyorum. İşimi çok seviyorum ve bence sadece severek yaptığımız işte başarılı olursunuz. Sevgi ile pişen yemeğin tadı gibi.

Hobiniz işiniz olmuş; hâlâ aynı heyecanı duyuyor musunuz? Aynı zamanda ticari bir işletme yönettiğiniz için, sanatınızla ticaretinizi nasıl birlikte sürdürüyorsunuz?

– Sanat ve ticaret bir arada şöyle yürüyor sadece severek yaptığıma odaklandıkça çark farklı dönüyor. Gelen insanları memnun etmiş oluyorum aynı enerji ve heyecana onları da ortak ediyorum bu yüzden ikisi dengede gelişiyor.

Üretmiş olduğunuz takılar kendi atölyenizde olduğu gibi, yurtdışında ve yurtiçinde önemli mağazalarda satışa sunulmaktadır. Acaba ne gibi pazarlama çalışmaları yapıyorsunuz?

– Yurt içinde takılarım Harvey Nichols İstanbul ve İstanbul Modern Müzesi’nin dükkanında satılıyor. Sergilerimin tanıtımını yaparken “Marka” olmaya da çalıştım. ”Zeynep Erol” markası ve takılarımın sanat boyutunun esas olması nedeniyle buralara da uzanabildim.

Sergilerinizin konseptlerini belirlerken, hangi araştırmaları yapıyor ve dünya trendlerini nasıl takip ediyorsunuz?

– İşimin “Butik şeklini” gerek hayatımdan gerekse takılarımın kalitesinden ödün vermek istemediğim için değiştirmedim. Yurt dışı içinde galerime gelen yabancı müşteriler, web site’ın ve yabancı concept mağaza alıcıları ilgi gösterince, kendiliğinden gelişti. Açıkçası modaya göre takı yapmıyorum, bu yüzden bugün artık çok hızla değişen ve tüketilen malların içinde olmamak beni çok sevindiriyor. Emek, duygu ile ürettiğim takılarım genç yaşlı her jenerasyona ve her devire hitap ediyor. 15 yıl önce oluşmuş bir “Zeynep EROL” takısı bugünde aynı heyecan ile bu yüzden takılabilir.

Gelecek ile ilgili planlarınız nelerdir?

– Gelecekte, yurt dışında önce sergiler açmayı sonrada bir galeri açmayı planlıyorum.Yine aynı kalite ve “Tek üretim” takılarımla tabii.

Takı tasarımı işini seven ve kendi işini kurmak isteyen girişimcilere ne gibi önerileriniz olabilir?

– Takı tasarımı her işte olduğu gibi km. işidir.istikrar disiplini ve çok sevmeyi gerektirir.Girişimcilere hedeflerini doğru belirleyip o hedefe göre düzenlerini kurmalarını tavsiye ederim. Ve de yaptıklarını çabuk tüketmemeyi…

Bu güzel söyleşi için çok teşekkür ederiz. Umarız tüm hayalleriniz gerçek olur.

Söyleşiyi yapan: Hakan Okay, Temmuz 2008