Sayın YUCAOĞLU sohbetimize hoş geldiniz. Bize biraz kendinizi tanıtabilir misiniz? Hangi okullardan mezun oldunuz? Hangi eğitimleri aldınız?

– 61 yaşındayım; sırası ile Tarsus Amerikan Koleji’nden lise (1965), Robert Kolej Mühendislik Fakültesi’nden Makine Mühendisliği (1969) ve A.B.D. de Stanford Üniversitesi’nden Endüstri Mühendisliğinde M.S., Prof.Eng’g. ve Ph.D. (1973) diplomaları alarak eğitimimi tamamladım.

Üniversitede öğretim görevlisi olarak görev yaptığınızı biliyoruz; bize biraz o dönemden söz edebilir misiniz?

– Bir yıl A.B.D. de General Elektrik’te çalıştıktan sonra Dekanın daveti ile Boğaziçi Üniversitesine geldim ve orada Endüstri Mühendisliği Bölümünü kurdum (1974). 1976 yılına kadar “Full-time” Bölüm Başkanlığı ve sonra da 1979’a kadar “Part-time” hocalık yaptım. Bu dönemde öğrencilere çok yakın bir genç akademisyen olarak, pek çok talebemi iş hayatına hazırlayacak “Vaka” etüdleri ile teorik bilgileri birlikte verdim.

Bu tecrübemin beni de iş hayatına hazırlayan bir çok yönleri oldu. Özellikle iletişim ve ülke ekonomisini inceleme yeteneklerimi arttırdığımı zannediyorum. Ayrıca Enerji Bakanlığı için Türkiye’nin 25 yıllık “Enerji Optimizasyon” modelleri üzerinde çalıştım. Bu çalışmalar 1977 yılında Dünya Enerji Konferansında Türkiye’nin Enerji senaryoları olarak sunuldu.

İş hayatına profesyonel yönetici olarak başladığınızı biliyoruz, bu süreç size hangi önemli deneyimleri kazandırdı ve halen bu deneyimlerden yararlanıyor musunuz?

– İş hayatına 1976 yılında Koç Holding Planlama Koordinatörü olarak başladım. Daha önce bir süre bu bölümde danışmanlık yapmıştım. 1976-1982 yılları arasında Türk Elektrik Endüstrisi A.Ş.’de Genel Müdür Muavini olarak görev yaptım. Bu dönemde Türkiye siyasi ve ekonomik çalkantılarla dolu günler geçirdi. Fakat hem Koç Holding’in kurmay çalışmalarında, hem de fabrika yönetici olarak çok ciddi tecrübelerim oldu. En kıymetli tecrübelerimi rahmetli Vehbi Koç’un yurtiçi ve yurtdışı seyahatlerinde beraber olduğum zamanlardı. Ondan öğrendiğim en büyük ders “Bir malın satılması işini öğrenmeden, o konuda üretime yatırım yapılması yanlıştır” oldu. Vehbi Koç bu nedenle onlarca projeyi geri çevirmiştir. Ayrıca son derece takipçi olmayı ve her seviyede insan ve çalışanla iletişim kurabilmeyi de onun sayesinde öğrendim. İşletme ve fabrika hayatında, toplu sözleşmeler, ihracat ve üretimle ilgili her kısımda tecrübe kazandım. Bu dönemin bende bıraktığı en önemli iz “Bir şirkette nakit akışı yönetilemiyorsa, o şirketin kâr-zarar ve bilanço yönetiminin yapılamayacağı” olmuştur. Üretimi yönetirken finansman ve satışı da öğrenmek gerekli olmuştu. Türkiye’den ilk defa transit ticaret yolu ile ihracat yapmasını da bu dönemde gerçekleştirdim. 1982-1991 yılları arasında A.B.D.li General Elektrik şirketinin ilk önce Türkiye Genel Müdürü, daha sonra da Bölge Direktörü olarak profesyonel hayatıma devam ettim. Bu dönemde Türkiye’de, Ortadoğu’da ve Türki Cumhuriyetleri’nde enerji santralleri, savunma sanayii, aydınlatma, tıbbi cihazlar, off-set ticareti konularında önemli projeleri yürütme tecrübesi kazandım. Bu yıllarda uluslararası projelerde ufkumun çok genişlediğini düşünüyorum GE’nin o dönem CEO’su Jack Welch ile yakından çalışma imkanım oldu ve “bugün şirket için ne yaptım” felsefesini ondan öğrendim. Ayrıca bir şirkette satış, ciro ve kar hedeflerinin ne kadar ciddiyetle takip edildiğini ve çalışanların şirket kültür ve değerleri ile nasıl donatıldığını gördüm. Jack Welch dünyada şirket yönetimi konusunda çok tanınmış bir lider idi. Bazı liderlik özelliklerini bizlere muhakkak aşıladı. Özetle şirket yönetiminin bütün fonksiyonlarını, Türkiye ve dünya pazarları ile ilgili her türlü tecrübeyi GE’deki 10 yıllık kariyerimde yaşadım.

Kendi işinizi kurmaya nasıl karar verdiniz? İlk işe başladığınızda faaliyet alanlarınız nelerdi?

– 1991 yılında 44 yaşındaydım ve GE beni terfi ederek A.B.D.’ye tayin etti. Bu noktada Türkiyede yaşamak istediğimi, tecrübelerimle burada bazı işler geliştirebileceğimi düşündüm. Jack Welch’ten izin alarak ayrıldım ve kendi işlerimi kurdum. Bana “biraz geç kaldın ama ben girişimcileri severim; yoluna devam et GE’ye yeni projeler getirmeyi unutma “ dedi.GE için enerji santralleri projeleri geliştirdim, bu projelerin yapımında kurduğum şirketle alt yüklenici olarak görev aldım. Uçak ve uçak motoru konularında danışmanlık ve “Broker”lık yaptım.

Şirketiniz bugün hangi konularda faaliyet göstermektedir?

– Birikimlerimin artması ile sırası ile turizm, Biyoyakıt ve elektronik ticaret konusunda yatırımlar yaptım ve bu işlerin yanısıra da enerji konusunda büyük kuruluşlara yatırım danışmanlığı yapmaya devam ediyorum. Şu anda 5 şirketim var, orta boylu bir iş adamı profili içerisindeyim. Turizm ve Biyoyakıt yatırımlarını özellikle Türkiye’nin sunduğu hammadde ve imkanları değerlendirmek için seçtim. Grubumuzun 65 milyon $ cirosu var. Aşağı yukarı 400 kişi istihdam ediyoruz.

Şirketinizin bu günkü seviyesine gelmesinde etkenler neler olmuştur?

– Bugünkü seviyeye 17 senede geldiğimi söylersem, ne kadar zorlu ve yoğun bir çalışma ile olduğunu tahmin edersiniz. Profesyonel hayatı, güzel bir dorukta noktalayıp, bütün birikimlerim ile yola çıktım. O güne kadar edindiğim iş çevrelerinden yakın ilgi gördüm, profesyonel kariyerim iş hayatım için sağlam bir temel oluşturdu. Türkiye’nin şartları ve gelişmesi, işlerimin büyümesi için gerekli ortamı da sağladı.

Hangi pazarlama faaliyetlerini yaptınız?

– Profesyonel hayatımda ve kendi işlerimde genellikle büyük projelerde ve müşterilerinin şirketler olduğu bir çerçevede çalıştım. Dolayısıyla bireylere ve tüketiciye doğrudan hitap eden fazla bir pazarlama birikimim yok. Fakat şirketlere satış yapma konusunda ana müşterilerle bizzat çalışarak, onların ihtiyaçları doğrultusunda ve onların “Business plan” dediğimiz iş planlarını dahi hazırlayarak bir pazarlama çalışması yaptığım söylenebilir. Bu nedenle her zaman müşterilerim olan şirketlerin üst kademesi ile çalıştım. Onlara benim projelerimle nasıl kârlı işler yapabileceklerimi rakamlarla izah etmem, ve onlara yeni bir iş kazandırdığımı anlatmam gerekti.

Sizce “pazarlama” şirketin büyümesine ne gibi katkılar yapar?

– En başta söylediğim ve bütün arkadaşlarıma telkin ettiğim gibi “Eğer satış yoksa bir malın veya projenin üretilmesi veya yapılması imkanı yoktur”. Önce şirket kuralım sonra satarız yaklaşımı doğru değildir. İş hayatımda, 1-2 konuda bu hatayı yaparak zarar ettiğimi de belirtmem lazım. Pazarlama ve satış çalışmalarının eksik ve satıhta kaldığı bu işlerde kurulan şirketleri sonrada tasviye etmek durumunda kaldım. Pazarlama bir şirketin içinde bulunduğu piyasayı tanımlamak ve bu pazarda nasıl bir pay alınabileceğini sebepleri ile detaylı incelemekle başlar. Şirketin büyümesi veya öngörülen bir büyüklüğe ulaşması da pazarlamanın itici gücü ile olur.

Halen yürütmüş olduğunuz pazarlama faaliyetleri var mı?

– Şu anda halen bütün şirketlerin ana müşterileri ile yakın temastayım ve düzenli olarak onlara devam eden veya yeni işlerle ilgili en üst düzeyde bilgi aktarmaya devam ediyorum. Bu aynı zamanda bilinçli bir dostluk ve belli pazarlarda kader birliği yaptığımızın bir işareti olarak algılanıyor.

Halen sürdürmekte olduğunuz faaliyet alanı dışında, yeni alanlara girişiminiz olacak mı?

– Bir miktar ticari gayrimenkul projelerine bakıyoruz. Ayrıca Biyoetanol fabrikamızda ürün çeşitlendirmesi çalışmaları var. Turizm ve tatil köyü yenileme yatırımlarımız bitti.

TÜSİAD Başkanlığı yaptığınız dönemde ne gibi pazarlama çalışmaları yaptınız? Sizce bu çalışmalar yeterli oldu mu?

– TÜSİAD Başkanlığı döneminde bir tek Türkiye’nin pazarlaması ve tanıtımı ile ilgilendim. Özellikle 1999 da Türkiye’nin AB’ye aday ülke olması ile sonuçlanan süreçte AB’nin bütün üye ülkelerine ziyaret ler yaptık. Bu ülkelerde siyasi parti ve işveren örgütlerinin liderleriyle ve medya mensuplarıyla Türkiye’nin AB’ne nasıl katkı sağlayacağını tartıştık. Zannediyorum TÜSİAD’ın bu çalışmalara ciddi katkısı oldu. Çalışmaların devamı geldi, ama AB projesi Türkiye için daha 10 yıl devam edecek gibi gözüküyor. Durmadan, yılmadan siyasi ve ekonomik reformlarla bu süreci götürmek lazım.

Yönetici olarak iş hayatına başlayanların veya halen yönetici olarak çalışanların “Kendi işini kurma” idealleri için neler söylemek istersiniz?

– Kendi işinizi kurmak için belli bir piyasa tecrübesini (5-10 yıl) tamamlamak, düşündüğünüz mal veya hizmetleri satmasını öğrenmek, ve iki yıl ailenizi geçindirecek ve yatırımlarınızı tamamlayacak nakit imkanlarını hazır etmek gerekmektedir. Bu hazırlıkları yapmadan iş kurmayı macera olarak niteliyorum.

Günümüz yöneticilerine ve girişimcilere önemli mesajlar verdiniz, çok teşekkür eder, başarılar dileriz.